
Zümrüdü Anka’ya Giden Yol
Bu kuşun Hikayesini hemen hemen hepimiz duymuşuzdur. Peki anlamamiz gereken nedir, Allahin zerresinden bir parça oldugumuzu ve içimizdeki O zerreye ulaşmanın yolunun 7 vadiden başarıyla geçmek olduğudur.
İlk vadimiz kuşlar için cennet olan ‘İrade’ vadisi. Nasıl mı? Yani istedikleri her şeyi kolaylıkla elde edebilecekleri bir vadi. Biz insanların da tam aradığı bir şey aslında değil mi? Kuşlar da böyle düşündüğünden olacak ki birçoğu burada kalmayı tercih eder ve yolculukları daha ilk durakta sona erer.
İkinci vadimiz ‘’Aşk’’ vadisi. Aşk gözü kör eder sözü buradan gelmiş olsa gerek. Çünkü buraya ulaşan kuşların hepsinin gözüne bir sis perdesi iner ve vadinin akışına kendilerini kaptırırlar. Yani anlayacağınız sürünün bir kısmını da burada bırakıyoruz.
Üçüncü vadimiz ‘’Cehalet’’ vadisi. Bilmemekten değil sorgulamamaktan ya da meraksızlıktan geçen bu vadide de gerçek amacını unutan bir kısım kuş kalır.
Dördüncü vadimiz ‘’İnançsızlık’’ vadisi. Yola çıkma nedenlerine olan tüm inancını yitiren yolcuların vadisi desek yanlış olmaz aslında. Onları bekleyen gelecekten habersiz Simurg’a olan inançlarını yitirirler. Ve başarısızlığa teslim olurlar.
Beşinci vadimiz ‘’Yalnızlık’’ vadisi. Adını duyunca sizleri de bir korku kapladı değil mi? İşte yolcu kuşlar da tam olarak bu hisse kapılırlar. Oysaki bunun nedeni onca kalabalığın içinde sadece kendilerini düşünmeleridir. Aksini düşünenler ise bir sonraki vadiye doğru yola koyulurlar.
Altıncı vadimiz ‘’Dedikodu’’ vadisi. Vadide yankılanan seslerin yanılgısı ile Simurg’un öldüğüne, artık küllerinden yeniden doğamayacağına inanarak başladıkları yere yani umutsuzluğa doğru yolculuk yaparlar. Sadece inananlar son vadiye gitmek için yola çıkarlar.
Yedinci ve son durağımız ise ‘’Ben’’ vadisidir. Bu vadiye girdiklerinde içlerinde uyanan his ile kendi söylediklerinin doğru olduğunu düşünmeye ve lider olmaya çalışırlar. Bu durum vadiden çıkacak gücü kendilerinde bulana kadar devam eder.
Vadiden çıktıklarında Kaf Dağı görünür. Ben Bencilik duygusuyla çoğu yolda kalırlar, sadece biri Kaf Dağınınn tepesine ulaşir. ve gördüğü karşısında şaşkina döner. Çünkü Artık kendisi Anka kuşu olmuştur.
Hallacı Mansur , Seyid Nesimi, kendileri gibi olan fakat cehaletin pencesine bürünmüs insanlardan tarafindan katledilmistir.

ŞAHMERAN
Tarsus'ta binlerce yıl önce yedi katlı yeraltında yaşayan yılanlar varmış. Meran adı verilen bu yılanlar, akıllı, şefkatli ve barış içinde yaşarlarmış. Meranların kraliçesine Şahmeran denirmiş. Şahmeran genç ve güzel bir kadınmış. Efsaneye göre, Şahmeranı gören ilk insan Cemşab'mış. Cemşab geçimi için odun satan fakir bir ailenin oğluymuş. Bir gün Cemşab ve arkadaşları bal dolu bir mağara keşfetmişler. Balı çıkarmak için Cemşab'ı aşağıya indiren arkadaşları paylarına daha çok bal düşmesi için onu orada bırakıp kaçmışlar. Cemşab mağarada bir delik görmüş ve buradan ışık sızdığını farketmiş. Cebindeki bıçak ile deliği büyütünce, ömründe görmediği kadar güzel bir bahçe görmüş. Bu bahçede eşi benzeri olmayan çiçekler, havuz ve pek çok yılan görmüş. Uzun yıllar burada yaşamış ve Şahmeran'ın güvenini kazanmış.
Yıllar sonra, ailesini çok özlediğini söyleyip gitmek için yalvarmış. Bunun üzerine Şahmeran kendisini salıvereceğini, ancak yerini kimseye söylemeyeceğine dair söz vermesini istemiş. Şahmeran'a söz verip ailesine kavuşan Cemşab uzun yıllar verdiği sözde durarak Şahmeran'ın yerini kimseye söylememiş. Bir gün ülkenin padişahı hastalanmış. Ülkenin veziri hastalığın çaresinin Şahmeran'ın etini yemek olduğunu söylemiş ve her yere haber salınmış. Cemşab kuyunun yerini söylemeye zorlanmış. Cemşab mecbur kalıp kuyunun yerini gösterince Şahmeran bulunup dışarı çıkarılmış. Şahmeran Cemşab'a; "Beni toprak çanakta kaynatıp suyumu Vezire içir, etimi de Padişaha yedir" demiş. Böylece vezir ölmüş padişah da iyileşip Cemşab'ı veziri yapmış.
Efsaneye göre Şahmeran'ın öldürüldüğünü yılanlar o günden beri bilmemektedirler. Tarsus'un, Şahmeran'ın öldürüldüğünü öğrenen yılanlar tarafından bir gün istila edileceği rivayet edilir.
Bazilarina göre cemsab hala yasamaktadir, Sahmaran Ölümsüzlük iksirini ona vermistir. Dünya yok olana dek bu utancla yasamasini istemistir.
islam inancina göre burda anlatilan Lokman Hekimdir . Ölüme bile çare reçetesini Şahmerandan öğrendigi söylenir. Fakat insan oğlunun böyle bir bilgiye sahip olmasini istemeyen yaratici O bilgiyi almistir. Kurana göre her canli ölümü tadacak,tir.Ölümsüzlük sadece Allah,a mahsustur. Tüm Dünya genelinde bakinki Eczanelerde bulunan Isarete dikkat edin, cubuga sarilmis Yilan (yani derman yeri) diyede adlandirabilriz.


Kommentar hinzufügen
Kommentare